4 Kasım 2014 Salı

12. Ay

Minik kuşum benim 12. Ayını doldurdu. 1.yaşını aileler ve arkadaşarla kutladık. Yaptığımız hazırlıkları ve detayları bir sonraki yazımda paylaşacağım. Ama öncesinde Adacığım bu sy neler yapmış aklımda kaldığı kadarıyla yazalım.

Damacanadan su aldığımızı fark edip kendide içmeye çalıştı. (30.09.14)

Alt çenede ortadaki 2 dişimiz zaten çıkmıştı. Herkesten farklı olarak üstteki ortalar değilde yanlar çıktı ve sevimli vampire dönüştü kızım. Yine bu ay içinde üst ortadaki dişlerimizide biraz sancılı da olsa çıkardık ve dişlerimizi 6 ya tamamladık.

Ilk ayakkabimizi 03.10.2014 te aldik. Kirmizili pembe cok sevimli bir ayakkabi. Alirken alt tabaninin yumusak icinde bogumlarin olmasina dikkat ettik.

Bu ay ilk Kurban bayramını kutladı. Ve bayramda büyük anneanneleri görmeye Çarşambaya gittik. İlk defa büyük anneanne ve dedeyle tanıştık.

Duduşumuzdan 2.5 ay büyük bir tane kuzenimiz var Aliye; onunla da ilk defa bir araya geldik. Ama daha beraber oynayacak yaşa gelmemişiz. Zaten bizim minnoş daha oyuncağı almadan Aliye kapıyordu. Tabi ne yapsin minik kiz 2 tane minik canavar ablayla büyümek kolay değil aceleci olması gerekiyor;) Öyle böyle 5. Gezisini de tamamlamış oldu (4-12.10.2014)
Çarşamba'da bayram ziyareti sırasında 6 Ekimde köye gittik. Burada tavukları elleriyle besledi. Daha önce Datça dada görüp beslemiştik ama bu sefer kızım iş başındaydı.Avucunun içine parça parça edilmiş ekmek koyduk. Oda tavuklara uzattı. Tavuk alınca da hemen elini çekti. Huylandı heralde. Ama tavuklar yere düşen parçaları yedikçe öyle dikkatli meraklı bir bakışı vardı. Belli ki ne yaptıklarını çözmeye çalışıyordu. Birde ben tavuk ve horozlari gösterip "üüüüüü" diye bağırdıkça oda öğrendi. Şimdi tavuk horoz görünce "üüüüü" demeye başladı. Tavuklarada aynı şekilde sesleniyor ama o benim hatam oldu; olsun artık ilerde düzeltiriz;)
 

12 Ekim de Samsundan arabayla dönerken artık bu kadar yolculuğa yeter deyip isyan etti miniğim. Yol hem onun hem bizim için ızdırap oldu. "Hayır öne geçemezsin Adacım zaten koltuğundan çıkartarak büyük riske giriyoruz."  "Tamam istediğin kadar ağlayabilirsin."  "Ne oldu aşkım" "Pişpişpiş.." "Daaaaa.." "Aaa burda ne varmış!" "Mola verelim biraz" cümleleriyle 12 saatte geldik evimize. Bu kadar uzun yol artık biraz daha büyüyüp laftan anlayınca yaparız. Belki o zaman koltuğunda oturtmak daha kolay olur.

Durucuğum kitapları kitaplıktan atmaya, çamaşırları dolaptan çıkarmaya, sepetin içindekileri boşaltmaya bayılıyor. Daha önceki denemelerimde onları geri koydurtamamıştım. Ama Çarşambada tutuncu renkli seffaf bir sürahi ile ilk denemelerimizi yaptık(07.10.14). Sanıyorum ki içini dışarıddan görebildiği için sürahinin icine birşeyleri koymak ilgisini çekti. İzmit e döndüğümüzde aynı şeyi kitaplar içinde yaptık ve alkış artık kuzucum kitapları da yerlerine koyabiliyor. Ama tabiki de en büyük zevki hala onları yere indirmek;)) Eee ne yapacaksın huylu huyundan vazgecmiyor. Biz sadece toplamayı oyunla Duduş için zevkli hale getireceğiz ki ileride annesi gibi olmasin :D

Bu ay artık evi emeklemeden yuruyerek dolaşabiliyoruz. Zaten 1-2 adım atıyor sonra düşüyorduk. Ama bu ay bu işi baya kavradı minnoşum. Samsunda 9 Ekimde ardarda hiç düşmeden 7 adım attı. İzmit e döndüğümüzde(13.10.14) ise salonun ortasından kapıya kadar yürüdü. Yürürken birde tatlı ki dengede durmak için kollarını yukarı doğru kaldırıp önünde hafifçe birleştirip düştüm düşücem diye hızlı adımlarla ilerlemeye çalışiyor. Sonra pat diye poposunun üstüne düşüyor. Allahtan bezi var yoksa çanağı kırmıştık çoktan. Ama düşüyorum canım acıyor korkuyorum demedi inatla sıkılmadan sürekli deneyerek bu işi 1 yaşına bir kaç gün kala kopardı benim azimli can kızım. Artık tüm odaları istediği gibi gezebiliyor.

Çok hareketlendiği için artık bir an olsun yanından ayrılamıyoruz kuzucuğumun. Zaten yatağı yerde de düşme riski yok. Ama koltuklara dikkat etmek gerekiyor. Daha kendiliğinden çok çabalamasına rağmen koltuklara çıkamıyor. Koltuktan kendi inmeye çıkarken hep ellerinin üzerine inmeye çalışıyordu. Ama 17 Ekim de ilk defa bilincli olarak bacaklarını aşağıya sallayarak koltuktan indi.
Adaya Fisher Price ın "Egitici Masalcı Tırtıl" adlı müzikli bir kitap almıştık. Her sayfasında başka bir müzik var. Kırmızı balık, arı vız vız, benim annem güzel annem gibi çocuk şarkıları var. 20 Ekimde kendi istediği şarkıyı bulmak için sayfaları özenle çevirdi ve istediği şarkıyı buldu ve başladı el çırpmaya. O kadar hızlı öğreniyorki birde fiziksel olarak imkanı olsa herseyi yapacak minnoşum.

21 Ekim de kuzucuma nar verdik. Minik elleri minik parmaklarıyla minik minik narları tek tek alıp ağzına attı. Pek bir sevdi narları ;))
İlk diş fırçanı bu ay aldık. Tabiki de fırçalayamıyorsun ama en azından şimdiden

21 Ekim de onu yatmaya götürdüğümde içeri de oturduğumuzu fark etti ve uyumayıp içeri yanımıza gelmek için ağladı. Yanımızda birkaç saat daha takılıp ancak babasıda yanımıza yatınca uyudu. Uyku gözünden akıyor ama cıık uyumayacağım diye tutturuyor. Gündüz uykuları da iyice azaldı. Bugün saat 07.30 da uyanıp öğlen sadece 15dk uyudu. Kuzum niye böyle yapıyorsun anlamıyorum. Aynı zamanda sütten kesince seni nasıl gece uyutucaz kara kara da onu düşünüyorum. Malum hala memede uyuyorsun;)
Güle güle bir ayı daha bitirdik minik kuzumla.

Kilo: 11.100 kg
Boy: 72.5 cm



1 yorum:

  1. hehhee siz oturuosunuz die o da oturma isteğine girdiyse yandınızzz :)) bişey kaçırcam die uyumaz artık hihiihihihh :)

    YanıtlaSil