bebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Aralık 2014 Cuma

Adoşla Aktivite

Bebeklerle vakit geçirmek oldukça zevkli. Onların yeni şeyleri pür dikkat izlemeleri, yapmaya çalışmaları ve bunlara tanık olmak muhteşem bir duygu. Bu taklitlerini hergeçen gün geliştirdiklerini görmek ise eşsiz. Hele de bu bebek kendi bebeğinizse:)
Bizde Ada kuzumla vakit geçirmeyi oyunlar oynamayı çok seviyoruz. Tabi ki de Adacık her yaptığımız şeyden kendine çıkaracak paylar buluyor ama biz yinede onu geliştirecek aktiviteler yapmaya özen gösteriyoruz. Bu aktiviteler bebeklerin kaba ve ince motor becerileri ile sanatsal yönlerini olumlu etkileyen faaliyetler. Kaba motor becerileri çocuğun yaptığı genel hareketleri ifade eder.Yürümek, atlamak, koşmak gibi. İnce motor becerileri ise kesmek, parmakla bir şeyler tutmak gibi daha kompleks faaliyetleri içerir. Daha detaylı bilgi için lütfen bakınız Buna.
Biz çocuk gelişimi konusunda ne uzmanız ne de tecrübeli. Ama istekliyiz:)) İnternette bulduğumuz aktiviteleri Duru kızımızla yapmaya çalışıyoruz. Bunları da hem Adamıza anı olur hem de belki ileride birileri de yararlanır diye bu blogta paylaşmaya karar verdim.

12 Aralık 2014 Cuma

13. Ay

13. Ay
Bir ayımızı daha bitirdik. Minik kuşum koşar adımlarla ilerliyor. Peki bu ayımızda neler yaptık?
Adoşun çoksevdiği 3 boyutlu bir kitap var. Daha önce Kitap Fuarı başlıklı yazımda bahsetmiştim. Kitabın içinden köpek, ördek baskılı kağıtlar çıkıyor. Bunları 3 boyutlu çiftliğin üzerine yerleştirip oynamak gerekiyor. Adaş hepsini bir bütün olarak düşürüp hepsini yerleştiremesede bu kağıtların resmin üstüne yerleştirildiğini anladı.Hatta eline aldığı figürleri ahıra falan koymaya çalışıyor. 30 ekimde yine kitabını açmış figürleri dağıtmıştı. Bizdekoltukta oturuyordukfalan koymaya çalışıyor. 30 ekimde yine kitabını açmış figürleri dağıtmıştı. Biz de koltukta oturuyorduk. Adoşa "Kızım hadi bize havhav ı getir " dedik. O da birşeylere baktı aldı bıraktı elinde bir kağıtla geldi. Avucunu açıp bize uzattı ve ne görelim köpeği alıp gelmiş.Tabi biz baya şaşırdık. 31 Ekim de de çorabını koridora atmıştı. Git çorabını al gel dedik Pıtır Pıtır gidip alıp geldi. Yani minnoşum herşeyi anlıyor ama aynı kedi gibi istediğini yapıyor istediğini yapmıyor;))
1 Kasımda 1.yıl kontrolleri için kan verdik. Baya bir ağladı minnoşum. Ama Allahtan sonuçlar iyi çıktı. İdrar tahlili de istemişti ama onu alamadık. Kontrol sonuçta hem 6.ay da hasta olduğunda vermiştik. Şimdi vermesekte olur bence.
1 Kasım da anne - kız ilk kavgamızı da yaptık. Emerken ısırıp ısırıp duruyor minnoş. Bende hafifçene ağzına dokundum yapmasın diye kuzumda oyun sandı daha çok tekrarladı.  Bende küstüm döndüm arkama oda kızdı dön bu tarafa diye bana saldırdı. Dönünce tekrar ısırdı bende kalktım yataktan. Hoş kuzucum da hiç bir suç yok. Ne bilsin minik oyun sandı.   Ama akıllı ben inat yaptım minik kızla; ( Bu olaydan sonra akıllandım tepki vermiyorum artık ısırınca:)
03 Kasımda babam Adoşu gezdirmek için arabasına bindirmiş. Bizim minnoşta oturduktan sonra hemen kemerini takmaya düzeltmeye çalışmış. Demek emeklerimiz meyve verdi ki alışmışta kendi rahatsız oluyor kemersiz. Birde şu araba koltuğuna oturmaya alışsa çok güzel olacak.
Beraber yere yatıp ayaklarımızı havaya kaldırıyoruz.4 kasımdada ayaklar havaya dediğim zaman minik minnoşum ayaklarını havaya kaldırdı.
06 Kasımda AL derken L harfini de belirgin şekilde söylemeye başladı. Ayrıca Açtık da diyebiliyor.Tabiki de harfleri basamıyor ama yerinde kullanıyor. AL-ver-Gel-Açtık-baba diyebiliyor.
Duduşa yemek yedirirken sıcaksa önce üfleyip sonra Adoşa veriyordum. 11 Kasımda minik kuzumda tepsisine koyduğum (zaten soğutmuş olduğum) balığı aldı üfledi ve öyle yedi. Acaba aklında şöyle bir konuşma geçmişmidir?
-"Böyle yapınca ne oluyor ki?"
-"Hiç bir şey değişmiyormuş ne alaka niye yapıyor ki bunu?"
Minik kuzumu biz öpüp öpüp doyamıyoruz. Ufaktaykende öpücükler atıyoruz.. Durucum da bize uzun zamandır öpücük atıyordu ama sesli değil. Elini ağzına götürüp indiriyordu. 11 kasımda ses çıkartmayı da başardı. Artık öpücüklerimiz sesli ;))


Diğdem teyzesi Almanyadan gelirken çikolata getirmişti. Evde biz yerken istedim ki Adaya da çok az tattıralım. Bizim ki çok sevdi tabi. Elini hemen beğendiğini belli eder şekilde sallamaya başladı. 12 kasımda ilk çikolatasını da tatmış oldu kuzum. (Sonradan öğrendim ki aynı sabah parkta birinden çikolatalı kreker alıp yemiş)
Bebekler bu yaşta evde sıkılıyorlar ve sürekli dışarı çıkmak istiyorlar. Bizim minik kuzu da 14 kasımda almış anahtarı eline anneme beni dışarı çıkar diye kapıyı gösteriyormuş. Anahtarın alınması gerektiğini de biliyor minik kuş yani.
Kasımda Yuvacık a kahvaltı yapmaya gittik çekirdek ailece. Minik kuzu orada da koştu kedi köpeklerin arkasından;)



Oturma odasındaki kitaplığın üzerinde benimld Alper in bir fotoğrafı duruyor. 18 Kasım da Duru inatla resmi istemiş. Annemde baba nerde anne nerde diye sorunca bizleri göstermiş ve sonrasında bizleri öpmüş. Minik kedim ya o kadar tatlı ki yaptığı insanın içi gidiyor duyunca;) (içi gitmek ne demekse artık hissimi anlatacak başka kelime bulamadım ;))
Adacığın bezini salonda değiştiriyoruz. 18 kasimda bezini değiştirdikten sonra bezi almış halayla beraber banyoya gitmiş ve çöp kutusuna bezi atmış. Kızım büyüyor......;))

 

18 kasımda kızımla ilk defa yenilebilir boyalarla resim yaptık. Bunu daha detaylıca daha sonra anlatacağım;)

Tedi de desenli güzel kutular gördüm. Adaşun oyuncaklarını koyarız diye de 2 tane aldım. Adacım kutuları görünce ne yapsa beğenirsiniz. Girdi içine oturdu ve bizim kutuyu itmemizi istedi. Sanırım kutuları daha çok Adoşun arabası olarak kullanacağız.


23 Kasımda kuzum Silvia ile tanıştı. Silvia bize geldiği gün arkam kitalığa dönük bir vaziyette kitaplığa hiç bakmadan "Ada Silvia ya kitaplarını göster" bakalım dedim. Önce bi bana baktı bir Silvia ya sonra kitaplığa gidip kitaplarını tutup "Bunları mı demek istiyorsun" der gibi bana baktı. Görev başarıyla tamamlanmış alkış hak edilmişti;))


13 ayımızda yeni başarılar ve başlangıçlarla doluydu. Ada kızımla daha güzel günlere inşallah;))


12 Kasım 2014 Çarşamba

1. Yaş Günü Kutlaması - Hediyelerimiz

Doğum günümüze gelenler Adacımıza hediye getirirde biz onlara bugünün hatırası olacak hediyeler vermez miyiz?;)
Düşünüp taşındıktan sonra gelenlere hatıra olması için magnet yapmaya karar verdim. Hem evdeki malzemeleri kullanmış hem de kalıcı hediyeler yapmış olacaktım. Daha önce internetten manyetik folyo almıştım.  Ada nin d.gününde afişte kullandığımız resmi de fotoğraf kâğıtlarına bastım ve bu folyolara yapıştırdım.  Böylece misafirlerimiz ileride bu magnetlere baktıkça hem Duduş u hemde o günü hatırlamış olacaklar.



Ben magnet hazırlıklarını yaparken birileri de bizim için gizliden gizliye hazırlik yapıyormuş. Adacığımın  doğum gününe bir kaç gün kala iş yerine bir telefon geldi; kargonuz var gelin alın dediler. Gittim ki ne göreyim Pembe kurdeleli kocaman bir kutu. Tabi aldı beni bir merak kim gönderdi ne gönderdi diye. 

Sırf ben değil kutuyu gören herkes meraklandı. Kutu kucağımda hızlı adımlarla yerime geçtim ve hemencecik açtım. İçinden özenle paketlemiş farklı şekiller verilmiş mis kokulu sabunlar, renkli kağıtlara sarılıp kurdele ile bağlanmış şekerler ve Duduş adına bir mektup çıktı. Bunca güzellik benim biricik arkadaşım, Kızımın sevgili Filiz teyzesi tarafından yapılmış ve bize gönderilmişti. Hepsi o kadar guzel görüyorlardı ki bir çok defa kutunun içini açıp baktım. Buradan Filiz teyzemize çok teşekkür ediyoruz ellerine sağlık canım arkadaşım. Sadece ben değil her gören bayıldı.(Okuyanlara da bu vesile ile de duyrulur isteyenler olursa özenle siparişleri hazırlanır, değil mi Filizcim? ;) )




4 Kasım 2014 Salı

12. Ay

Minik kuşum benim 12. Ayını doldurdu. 1.yaşını aileler ve arkadaşarla kutladık. Yaptığımız hazırlıkları ve detayları bir sonraki yazımda paylaşacağım. Ama öncesinde Adacığım bu sy neler yapmış aklımda kaldığı kadarıyla yazalım.

Damacanadan su aldığımızı fark edip kendide içmeye çalıştı. (30.09.14)

Alt çenede ortadaki 2 dişimiz zaten çıkmıştı. Herkesten farklı olarak üstteki ortalar değilde yanlar çıktı ve sevimli vampire dönüştü kızım. Yine bu ay içinde üst ortadaki dişlerimizide biraz sancılı da olsa çıkardık ve dişlerimizi 6 ya tamamladık.

Ilk ayakkabimizi 03.10.2014 te aldik. Kirmizili pembe cok sevimli bir ayakkabi. Alirken alt tabaninin yumusak icinde bogumlarin olmasina dikkat ettik.

Bu ay ilk Kurban bayramını kutladı. Ve bayramda büyük anneanneleri görmeye Çarşambaya gittik. İlk defa büyük anneanne ve dedeyle tanıştık.

Duduşumuzdan 2.5 ay büyük bir tane kuzenimiz var Aliye; onunla da ilk defa bir araya geldik. Ama daha beraber oynayacak yaşa gelmemişiz. Zaten bizim minnoş daha oyuncağı almadan Aliye kapıyordu. Tabi ne yapsin minik kiz 2 tane minik canavar ablayla büyümek kolay değil aceleci olması gerekiyor;) Öyle böyle 5. Gezisini de tamamlamış oldu (4-12.10.2014)
Çarşamba'da bayram ziyareti sırasında 6 Ekimde köye gittik. Burada tavukları elleriyle besledi. Daha önce Datça dada görüp beslemiştik ama bu sefer kızım iş başındaydı.Avucunun içine parça parça edilmiş ekmek koyduk. Oda tavuklara uzattı. Tavuk alınca da hemen elini çekti. Huylandı heralde. Ama tavuklar yere düşen parçaları yedikçe öyle dikkatli meraklı bir bakışı vardı. Belli ki ne yaptıklarını çözmeye çalışıyordu. Birde ben tavuk ve horozlari gösterip "üüüüüü" diye bağırdıkça oda öğrendi. Şimdi tavuk horoz görünce "üüüüü" demeye başladı. Tavuklarada aynı şekilde sesleniyor ama o benim hatam oldu; olsun artık ilerde düzeltiriz;)
 

12 Ekim de Samsundan arabayla dönerken artık bu kadar yolculuğa yeter deyip isyan etti miniğim. Yol hem onun hem bizim için ızdırap oldu. "Hayır öne geçemezsin Adacım zaten koltuğundan çıkartarak büyük riske giriyoruz."  "Tamam istediğin kadar ağlayabilirsin."  "Ne oldu aşkım" "Pişpişpiş.." "Daaaaa.." "Aaa burda ne varmış!" "Mola verelim biraz" cümleleriyle 12 saatte geldik evimize. Bu kadar uzun yol artık biraz daha büyüyüp laftan anlayınca yaparız. Belki o zaman koltuğunda oturtmak daha kolay olur.

Durucuğum kitapları kitaplıktan atmaya, çamaşırları dolaptan çıkarmaya, sepetin içindekileri boşaltmaya bayılıyor. Daha önceki denemelerimde onları geri koydurtamamıştım. Ama Çarşambada tutuncu renkli seffaf bir sürahi ile ilk denemelerimizi yaptık(07.10.14). Sanıyorum ki içini dışarıddan görebildiği için sürahinin icine birşeyleri koymak ilgisini çekti. İzmit e döndüğümüzde aynı şeyi kitaplar içinde yaptık ve alkış artık kuzucum kitapları da yerlerine koyabiliyor. Ama tabiki de en büyük zevki hala onları yere indirmek;)) Eee ne yapacaksın huylu huyundan vazgecmiyor. Biz sadece toplamayı oyunla Duduş için zevkli hale getireceğiz ki ileride annesi gibi olmasin :D

Bu ay artık evi emeklemeden yuruyerek dolaşabiliyoruz. Zaten 1-2 adım atıyor sonra düşüyorduk. Ama bu ay bu işi baya kavradı minnoşum. Samsunda 9 Ekimde ardarda hiç düşmeden 7 adım attı. İzmit e döndüğümüzde(13.10.14) ise salonun ortasından kapıya kadar yürüdü. Yürürken birde tatlı ki dengede durmak için kollarını yukarı doğru kaldırıp önünde hafifçe birleştirip düştüm düşücem diye hızlı adımlarla ilerlemeye çalışiyor. Sonra pat diye poposunun üstüne düşüyor. Allahtan bezi var yoksa çanağı kırmıştık çoktan. Ama düşüyorum canım acıyor korkuyorum demedi inatla sıkılmadan sürekli deneyerek bu işi 1 yaşına bir kaç gün kala kopardı benim azimli can kızım. Artık tüm odaları istediği gibi gezebiliyor.

Çok hareketlendiği için artık bir an olsun yanından ayrılamıyoruz kuzucuğumun. Zaten yatağı yerde de düşme riski yok. Ama koltuklara dikkat etmek gerekiyor. Daha kendiliğinden çok çabalamasına rağmen koltuklara çıkamıyor. Koltuktan kendi inmeye çıkarken hep ellerinin üzerine inmeye çalışıyordu. Ama 17 Ekim de ilk defa bilincli olarak bacaklarını aşağıya sallayarak koltuktan indi.
Adaya Fisher Price ın "Egitici Masalcı Tırtıl" adlı müzikli bir kitap almıştık. Her sayfasında başka bir müzik var. Kırmızı balık, arı vız vız, benim annem güzel annem gibi çocuk şarkıları var. 20 Ekimde kendi istediği şarkıyı bulmak için sayfaları özenle çevirdi ve istediği şarkıyı buldu ve başladı el çırpmaya. O kadar hızlı öğreniyorki birde fiziksel olarak imkanı olsa herseyi yapacak minnoşum.

21 Ekim de kuzucuma nar verdik. Minik elleri minik parmaklarıyla minik minik narları tek tek alıp ağzına attı. Pek bir sevdi narları ;))
İlk diş fırçanı bu ay aldık. Tabiki de fırçalayamıyorsun ama en azından şimdiden

21 Ekim de onu yatmaya götürdüğümde içeri de oturduğumuzu fark etti ve uyumayıp içeri yanımıza gelmek için ağladı. Yanımızda birkaç saat daha takılıp ancak babasıda yanımıza yatınca uyudu. Uyku gözünden akıyor ama cıık uyumayacağım diye tutturuyor. Gündüz uykuları da iyice azaldı. Bugün saat 07.30 da uyanıp öğlen sadece 15dk uyudu. Kuzum niye böyle yapıyorsun anlamıyorum. Aynı zamanda sütten kesince seni nasıl gece uyutucaz kara kara da onu düşünüyorum. Malum hala memede uyuyorsun;)
Güle güle bir ayı daha bitirdik minik kuzumla.

Kilo: 11.100 kg
Boy: 72.5 cm



9 Ekim 2014 Perşembe

11. Ay

Ay yazmayalı dünya zaman oldu. Kuzucum neredeyse 1 yaşına girecek ben ancak 11. ay yazısını yazabiliyorum..:(( Halbuki bunun dışında da yazacak bir dünya şey var.

Adoşumun geçen gün ilk aylardaki videolarını izledik. Farkettik ki pek bir küçükmüş meleğim. İşin garip yanı daha üstünden bir sene bile geçmedi ama minik kuzumun o hallerini hatırlamıyorum bile. Bu nedenle bol bol fotoğraf ve video çekmek lazım ki hatıralar taze kalsın.

Neler yaptık peki bu ay?
26 Ağustosta dişinin uçlarını çizik şeklinde ilk defa gördük. Altta öndeki 2 diş beraber göründüler. Adet gereği farkedince üzerinde ne varsa dişi rahat çıksın diye yırtmak gerekiyormuş. Bizde üstünde o anda olan beyaz renkli body sini yırttık.  Dişleri ilk gören ben oldum. Hal böyle olunca diş hediyesini almakta bana düştü. Kuzucuk vurmalı şeylere çok düşkün diye ksilofon aldım. Sürekli ilgilenmiyor ama arada gidip gidip tuşlarına basıyor :)

Daha önce kitaplarımızdan bahsederken Sayılar adlı bir kitap tanda bahsetmiştim. Açılır kapanır pencereleri vardı. Minik kuzucum eskiden bunları yırtmaya çalışırken artık bunları yırtmaması gerektiğini öğrendi. Bunu da cee oyununa borçluyuz galiba. Pencerelerin arkasında birşeyler olduğunu bu şekilde keşfetti:))

Ben işteyken Nuran hala yada annem sütü ısıtıp minnoşuma veriyorlar. Adoşta artık sütü görünce "mamma" diye ses çıkartmaya başlamış. Bunu bazen bana da süt isteyince yapıyor...:)

30 Ağustosta eliyle gel gel işareti yaparken "gel" e benzer seste çıkartmaya başladı. Çıkardığımız sesleri ritimleriyle söylemeye çalışıyor. Örneğin "Ha-ha-ha-haa" / "a-aa-aaa"  gibi sesler çıkarınca oda aynısını yapmaya çalışıyor. Datçadayken de yemek isterken komut şeklinde "ver" dedi. Artık konuşmya mı balicaz ne..:))

Ters köprü hala favori hareketi. Ve hala kitaplıktaki kitapları indirmeye bayılıyoruz.


Biz elimizde mısır yerken pek bir ilgisini çekti.Ve kendisi de kemirerek mısır yemeye çalıştı. Tadına da bayıldık:))  (1 eylül)


Bu ay tutunup çok rahat sıralayabiliyor. Tutunduğu sürece tüm odayı bir baştan bir başa kendi kendine dolaşabiliyor.

2 Eylülde biz işteyken annem Adoş'a "anne- baba gelecek" demiş. Bizim Tontişte dudaklarını büzüp ağlama moduna geçmiş. Annem herhalde tesadüftü deyip daha sonra tekrar "anne- baba gelecek" demiş bizim ki yine dudak büzmüş. Ayy tepkiye bak yerim ben o dudakları ya..

7 eylülde ilk menemenini yaptım. Sırf yurmurta sarısından pek te bir lezzetli olmuştu ama bizim kuzu pek bir az yedi:(

Kuzucuğumun odasında duvarda baykuşlu ağaçlı bulutlu kuşlu duvar etiketi var. Kuşlardan 2 taneside yerde. 9 Eylülde Duduşa cik cikler nerede dedim oda gitti duvarda kuşları gösterdi. Çook tatlıydı. Sonra bir daha sordum gitmedi. Ama anlamadığında değilde istemediğinden. Duduşum kedi gibi istemeyince kesinlikle yapmıyor. Mutlak O da isteyecek. Kandırmakta pek bir güç..:))

Elektronik adetlere televizyona karşıyız ama ben bunlara karşı olan tepkisini de çok merak ediyorum. Bu nedenle bazen tv izletip ipad e baktırıyorum. Ipad de bir balon patlatma oyunu var. Ne yapacağını merak ettiğim için arasıra önüne koyup balonları ben patlatıp onunda patlatmasını istiyordum.  9 Eylüle kadar pek ilgisini çekmemişti sadece bakıyordu. 9 Eylülde harekete geçip ilk balonlarını kendi patlattı kuzucuk..:)) Elektrik-elektronik demişken bizim kuzu düğmelere butonlara pek bir meraklı. Gördüğü zaman kurcalamadan edemiyor. İllaki basacak düğmelere :))

Akşamları yemek yerken Duduşa da yediklerimizden veriyoruz. 10 eylülde mama sandalyesinin tepsisine yediğimiz köfteden ufak ufak parçaladım ve önüne koydum bizim minnoş sen eliyle değilde kuş gibi kafasını eğdi ve yedi tüm köfteleri. Çook tatlıydı. Bizden böyle birşey görmedi onu eliyle yemesi için teşvik ettik ama neden öyle yaptı bunu nasıl akıl etti hala bilmiyorum. Emme ile mi bağlantı kurdu acaba?

11.ayımızda anneanne ve dedeyle beraber uzun bir yola çıktık. Marmarise gidip Filiz teyzeyi ziyaret ettik.
Filiz teyzesiyle beraber Marmariste gezdik beraber tekne turuna katıldık. Apo amcası kızıma Duduşun seçtiği bir dövme yaptı..Şaka şaka;bu gelecekte olabilecek olasılıklardan biri diye buraya ekledim :)--

Duduşu çok zorda kalmadıkça  yatakta yatırmıyoruz mümkünse yer yatağı tercihimiz. Filiz teyzesi de bu nedenke salonunda ucumüze yer yatağı yapmıştı. Bizde etraftaki tüm kırılabilecek zarar verebilecek şeyleride kaldırdık.Süper oldu hem ailecek güze güzel yattık hemde Duduş sabah bizden erken uyanınca etrafı emekleyerek gezdi dolaştı sonra yine yanımıza geldi yattı. Çook güzeldi..)) Bundan sonra bizde karar verdik ara sıra hafta sonraları bizde salona üçümüz için yer yatağı yapıp beraber yatacağız.

Marmariste birkac gun kaldiktan sonra da  Datçaya gidip büyük babanneyi ziyaret ettik.Pek bir mutlu oldu minik kuzuyu gorunce:)

Datça da da bol bol denize girdik. Zaten tam bir su kuşu Adacık. Sudaki neşesi öyle farklı ki etraftaki insanları bile çok keyiflendiriyor. Tabi Çeşmede ki gibi bir girdiğinde 2 saat kalamadı mevsim gereği ama yine de günde 2-3 kere girdi. Ama sıra kafamızı suya sokmaya gelince CIIK :( Alışıcaz ama zamanla, hala ümitliyim:)) Datca da kum az tabi taslarada alistik buarada. Dedesinin aldigi kovalara taslari doldurup bosalttik.


 

Hayvanlara alışsın korkmasın onlardan diye hayvan gördüğümüz her yerde Adoş u bir şekilde onlarla yan yana getirmeye çalışıyoruz. Ama huylarını bilmediğimiz için hepsini ellettiremiyoruz. Kaldığımız yerde de bir tane Golden vardı. Adoşu yanına görüdüğümüz zaman Ada heycanlanıp başlıyordu bağırmaya, koca köpekte Ada dan çekinip kaçıp gidiyorudu. Bir türlü elleyemedik. Denize girdiğimiz yerlerden birinde 3 aylık pek bir tatlı köpecikle karşılaştık. Aşıları olan yavru bir köpek tam istediğimiz gibi Adoşun rahatça sevebileceği dişine göreydi. Böylece kuzucum ilk defa bir köpek ellemiş oldu. Hatta köpek Kuzumun yüzünü yaladı. Adoşun eli köpeğin ağzına girdi. Çok sevimliydiler. Keşke yakın bir arkadaşımızın öyle bir köpeği olsa da bol bol bir araya getirebilsek.
Kaldığımız sitede kediler de vardı. Sokak kedisi tabi. Ara sıra onlarıda besledik ve sevdik. Hatta Duduş bir tanesinin kuyruğundan tutu ve kaldırdı. Allahtan kediciğin canı yanmadı da tırmalamaya falan çalışmadı ama babasında ki ve bendeki tepki pek bir komikti tam panik havası:))
Artık tatil boyunca bu kadar kedi köpekle haşır neşir olunca Kuzucum köpeklerin arkasından hav hav demeye de başladı. Miyav diye tekrar da edebiliyoruz ama o zor geldiği için kedi görünce de hav hav diyoruz artık..:))
Datçadayken Adoşun dişleri iyice çıkmış ve tavşan olmuştu. Babannem de Datça da olunca onun yanında da diş buğdayı yapalım istedik. Böylece ilk diş buğdayımız Datça da olmuş oldu. Ama bunun resimleri ve detayları daha sonraki yazıya.

Kilo: 11.2 kg
Boy: 71 cm








3 Eylül 2014 Çarşamba

10.Ay

10.Ayımıza girmiş bulunuyoruz.Kaldı Eylül. Ekimde doğum günümüzü kutlayacağız inşallah. Peki minik kızım bu ay neler başardı?;)
Bir önceki ay oturur pozisyondayken kendini çekip ayağa kalkabiliyordu. Bu ay artık tutunarak rahatça yürüyebiliyor.
Poposunu kaldırarak ters köprü kurmayı adet edindi. Sanırım bunlar ayağa kalkma ön çalışmaları.

Arkaya doğru emeklemeye başladı.
30 Temmuzda çok azda olsa emekleyerek biraz ileri gidebildi.
08 Ağustosta ileriye doğru emeklemeye başladı.
14 Ağustosta yardım almadan emekler pozisyondan oturur pozisyona geçmeye başladı.
17 Ağustosta ilk defa oto koltuğuna oturdu ve ileri dönük oto koltuğunu kullanmaya bu ay başladı)

İlk şeker bayramımızı geçirdik.
Artık giymeyi reddettiği oyuncak olarak kullandığı ayakkabısını eline alıp cırt cırtlarını açabiliyor.
Suzan halasının aldığı bir bebek var. Gobeğindeki dügmeye basınca konuşuyor. Bimiz minnoşa daha önce bunu göstermiştim ama o düğmeyi çıkarmaya çalışmış parmağını üzerine bir türlü denk getirememişti. Şimdi ise istedigi zaman tam üstune getirip butona basmaya çalışyor ama pek gücü yettiği söylenemez.
Bizim yediğimiz herşey ilgisini çok çekiyor bizde birazda olsa tatması için veriyoruz. Akşam yemeklerinde yediğim herşeyden 1-2 tatlığı kaşığı onun istediği kadar veriyorum. Bazen çok hoşuna gidiyor koluma ver diye atlıyor bazende o minicik ağzını kapatıp kafasını bir o yöne bir bu yöne çeviriyor.
Oto koltuğunda oturmak istemedi diye ilk defa küs oyunu oynadik. Anladı galiba. Çünkü kucağıma aldıktan sonra beni öpmeye sevimlilik yapmaya çalıştı. Daha minicik bebiş şimdiden ne yapacağını biliyor;))
Bu ay ilkdefa büyükbaba anne ve halalarla beraber tatile (Çeşme-Ilıca da ev kiraladık)gittik.
Swim trainer ımızı çok aktif olarak kullanmaya başladık. Side de pek başarılı olamamıştık.  Durucum swimtrainerla sığ yerlerde ayaklarını kuma vurdurarak kendini denizde istediği gibi ilerletebildi. Simitle derin suda ayaklarını güçlü çırpmadığı için ilerleyemedi ama istediği yöne çok rahat dönebildi.

Side de kumsala vuran her dalgayı anlamaya calışan gözlerle takip ediyordu. Burada ise dalgalardan da korkmadı; iyice alıştı. Çeşme aslında tam cocuklu ailelere göre sığ ve kum (Zaten kumsalda hep sabah ve akşam belli saatlerde bebekli aileler oluyor). Kuzucuğunda kumla oynarken yüzü gözü hep kum oldu. Buda alerji olup sol gözü şişmesine neden oldu :(  Birde üstüne anneciği Çeşmede minik kuzusunu uyurken 3.defa (daha öncekiler Izmitte oluştu) yataktan düşürdü:( Aslında uçtu desek daha yerinde olur;)


Ay birde bunu yazmadan edemeyecegim kuzum denizde annesini emmeyide ilk defa burada başardı:)) Evet yanlış okumadınız minnoşumu denizde emzirdim; oda emerken elleriyle suya cıp cıp yaptİ; keyfi pek bir yerindeydi anlayacağınız ;))

İlk defa bu ay havuza girdi su kuşum. Minnoşumu Aqua Tots a ilk bu ay götürdük.
Ikea dan aldığımiz renkli halkalarin olduğu oyuncağa önce öcü gibi baktiktan sonra halkaları bir oraya bir buraya savurmuş ve en çokta halkaları birbirine vurarak ses çıkartmayı sevmişti. Şimdi ise birinin oyuncağı tutarak destek olmasıyla beraber halkaları çıkartabiliyor.
Hala en sevdiği şeylerden biri bir yerlere vurarak ses çıkartmak. Acaba vurmalı çalgıların olduğu birşey bulup götürsemmi; İzmitte var mıdır acaba? Belki ilgini çeker.
Dolaptaki eşyaları çıkarmaya bayılıyoruz. Artık kıyafetlerini kendi seçiyor canım ;))

Adoş artık kendi beşiğine pek sığmıyordu. Bu nedenle kendi yatak odamıza Adoşun odasındaki divanda olan yataklardan birini aldıp  kendi yatağımızın yanına koyduk. Geceleri artık Adoş burada yatıyor. Böylece düşme derdi de yok. En fazla yuvarlana yuvarlana yerde yatmış olur. Uyurken hala beni emzik olarak kullanıyor tüm gece ikimiz orada yatıyoruz. Önce Duduş u bir başına yatırıyorum sonra nasıl oluyor anlamadan sabah orada uyanıyorum:))
Hala tavşan olamadık ama çook yakın..;))
(Hatta ben bu yazıyı paylaşana kadar pirinçlerimiz göründü bile)

6 Ağustos 2014 Çarşamba

9.Ay

Adım adım 1yaşımıza yaklaşıyoruz. 9.ayımızı da doldurduk. Herkesin tam sevilmelik dediği aylardayız. Gerçektende öyle ye ye bitiremiyoruz Adoşu;))
Artık neler yapabiliyoruz, neler yaptık  peki bu ayımızda;
Kuzucuğum çak deyip elini kaldırınca elini kaldırıp çak yapmayı öğrendi.
Biryerlere vurup tempo tutmaya bayılıyoruz. Hele birde çığlıklar eşliğinde olursa mutluluktan yanından geçilmiyor. Hala kalorifer peteğine vurunca çıkan ses vurma isteğimizi daha da çok arttırıyor.
Artık yemeklerimizi mama sandalyemizde yiyoruz. Tabikide sıkılıyoruz ama Duduş gibi tontik sevimli bebişleri oyalayacak birşeyler bulmak biz annelerin görevi;))

Hiç kimse tutmadan Duduşumuz bir yere tutunarak ayakta durabiliyor.Beşiğinde /yerde otururken çok rahat kendini çekip ayağa kalkabiliyor.

Çok hareketlendi fırın fırıl dönüyor . Döne döne gidemediği yer kalmadı. Heryere bakmak heryeri kurcalamak istiyor.

Kendi parmağını başkasının ağzına götürüp ısırılmayı bekliyor;)) Aynısını bebekken bende yapıyormuşum bunu bebekler neden yapar ki?;)
Başkasının parmağını da kendisi ısırmaya bayılıyor;))
Bu ayımızda ilk otobüs yolculuğumuzu yaptık. İzmitten Yalovaya kadar anneanne ile
beraber gittik. Yolculuğumuz kısa sürdüğü için sorun olmadı. Etraftaki insanları inceledi. Duduşuma pas versinler diye bakıp bakıp durdu ama arkamızdaki amca hariç herkes Ramazan nedeniyle bitkindi. Ya uyuyorlardı yada kafalarını önlerindeki ekrana gömmüş tv izliyorlarlardı halbuki bu sırada karşılarındaki sevimli bebişle gülüşme fırsatını kaçırdılar.
Ramazan davulcusu kuzuma davul eşliğinde maniler okudu. Bizim kuzucukta o gümbür gümbür davul sesinden hiç mi hiç korkmadı. Cesur ve meraklı canım bizim kız;))
İlk defa ceviz yedi. Rendeledim karıştırdım armutuyla nam nam yapa yapa yedi;))
İlk defa ciğköftenin ucundan azıcık tadına baktı. Birazcıkta turşunun ;))ee nede olsa kimin kızı; bizim gibi ekşi baharat delisi bir anne babanın kızı olsa olsa böyle olurdu zaten;))
İlk defa market arabasına oturup alışverişe katkıda bulundu;))
     

Bursa da büyük babannenin terasinda ilk defa bu ay şişme havuzumuzu su doldurup havuz keyfi yaptık.

Artık uçan kelebeği çok güzel gözleri ile takip edebiliyor.
Odasındaki duvar etiketlerini incelemeyi çok seviyor. Hala odasındaki lambaya bakıp bakıp gülüyor. Aslında pembe sıradan bir lamba niye bukadar ilgisini çekiyor anlayamadım hala;) Hele birde yanıyorsa. Işığı mı çok seviyor acaba? Zaten lambalara karşı garip bir ilgisi var acaba annesi elektrik mühendisi mi? ;P
Paşa, Tiger ve Hatun kediciklerle tanıştı. Tiger ı 2 aylık bebekken görmüştü ama çok ufaklı hiç bir tepki vermemişti. Şimdi ise nasıl ilgisini çekti. Sürekli onları tutup mıncıklamaya çalıştı. Heyecan çığlıkları atıp durdu. Tabi kedicikler anlamıyor ki bu mimiğin derdini. Adoş un çığlığıyla nereye kaçacaklarını şaşırıyorlar. Kedisavar Adoş;))  Biz Durucum dokunsun diye kedicikleri aldık kucağımıza götürdük kuzumun yanına bizimki nasıl heyecan yaptı attı elini kediciklerin üstüne (Birinin ağzına birinin sırtına birinin kuyruğuna..;)))çekti tüylerini.

Daha hala tavşan olamadık. O kadar salya akıttık bitti kaşıntılar devam ediyor ama hala dişimiz çıkmadı. Bazıları ne kadar geç okadar iyi diyor. Aslı var mı bilemedim. Doktorumuza sordum yok öyle birşey dedi ama birde dişçiye sormak gerek ;))
Minik kızım Adacım büyüyor, her anına birşeyler katarak büyüyor güzelleşiyor.



6 Temmuz 2014 Pazar

7. ve 8.Aylar

Kucuzum tam 8 ayılık oldu ama ben ancak yazabiliyorum. Bu kadar geç yazınca da eskiye yonelik not almadığim içinde unutuyorum. Bir sonraki aylarda not almaya çalışıp daha fazla sey yazmaya çalışacağım Adacım söz sana;))
7.Ayda olanlar;
Minnoşumun ağzından cok salya akiyordu bu ay akintilari durdu. Dis çikacak ama bizim belirtiler ters oldu galiba biraz;) Güzel kizim daha cok donmeye daha çok gulmeye daha uzun sure ayakta durmaya basladi. Biraksak yuruyecek sanki;)) ismine artik cok guzel tepki vermeye basladi. Iki isminede ayri ayri bakiyor. Donmeye useniyor ama elinden tuttugun zaman guzel guzel yuruyor.

8.Ay;
Müziğe daha çok ilgi duymaya başladı. Özellikle bizim soylediğimiz muzikli tekerlemekere tepki veriyor guluyor. Babası fanatik fenerbahçeli olduğu icin fb nin sampiyonlugunda soylenen sarki ile onunla karsilikli tepinmistik. Simdi o sarkiyi ne zaman duysa hemen sarkinin geldigi yone bakiyor guluyor;)  Birde elleriyle tempo tutuyor. Bir yerlere ozellikle kalorifer petegine elleriyle vurup ses çıkarmaya bayılıyor. Bu ay seslerle aramız pek bir iyiydi ba-ba diye hecelemeye başladı. Kızim ilkk baba demiş oldu yani ;)) Babacığı sayesinde 8.aylıkken artık fırıl fırıl dönüyor. İlk deniz tatilimize de 8.ayında çıktık.Denize ilk 8 aylikken girdik. Önce korktuk ama sonra pek bir sevdik.