21 Mayıs 2014 Çarşamba

İlk anneler günüm

Geçtiğimiz pazar anneler gunüydü. Benimde ilk anneler günumdü. Bir önceki yıl Adoş a hamileyken annem, kayınvalidem, babalar, halalar, teyzeler, kuzenler, babanneler yaklaşık 20-25 kisi kahvaltıya gitmiştik. Bu senede hep beraber olalim istedik ve Yalovada gúzel bir yer ayarladık. Cümbür cemaat 17 kisi kahvaltiya gittik. Ama anneannem rahatsız olduğu için bu sene annem de yanındayı bu nedenle bizimle olamadı. Artik anneciğime ayri bir organizasyon yapacagiz.
Hani derlerya anne olunca annemin degerini daha cok anladim. Cok klise olucak ama gerçektende öyle. Hala annemin nasıl oluyorda herseyi halledebildiğini anlamış değilim. Heryere herseye yetebiliyor. O varken herşey daha kolay daha halledilebilir. Ben daha ne olduğunu anlamadan herşey tamamlanmış oluyor.Hani arka planda çalisan, bilgisayari koruyan yazilimlar olurya onun gibi işte.
Her kiz annesine benzermiş. Bizde gerçektende oyle. Dogrusunu soylemek gerekirse ufakken ben hep babamin kiziydim. Anemle benzer hic bir yanimiz oldugunun farkinda bile degildim. Aslinda bunu boyle sanmam cooook uzun yillar surdu. Taki Alper evimize girene annemi babami taniyana kadar. Anneme nekadar benzedigimi o gosterdi bana. Aslinda ne kadar komik okadar uzun sure annemin ne kadar cok hal ve hareketlerini kopyalamisimda bunu fark edememisim. Belkide o kadar benzerlerdiki farkli bir tavir olabilecegini bile dusunmemisim hic.
Annemi guzel annemi gun gectikce yasadikca yaslandikca kendimi tanidikca daha cok anliyor, ona daha cok bağlanıyorum.
Annem seni cok seviyorum iyiki bizim annemiz olmuşsun.
Umarım bende senin gibi gibi bir anne olabilirim ve Adacık ta benim için boyle hisseder.

9 Mayıs 2014 Cuma

6.Ay

Biricik kızım birinci yılının yarısında artık. 6 ay nasıl geçti hiç anlamadım. Sanki daha dün hamile kaldığımı öğrenmiş gibiyim. Zaman ne kadar hızlı sanki su gibi ellerimden akıp gidiyor. Bu nedenle Adacığımin her anını doya doya yaşamaya çalışıyorum ama hic bir ana doyamıyorum.
6 aylık miniğim artık herkese ve herşeye daha bir anlamli sorgulayan gozlerle bakıyor.Ayak parmakları yemegi sevdiği en lezzetli tatlı. Kendiside pek bir rahat eğilip parmaklarinı yakalayabiliyor artık. Hele birde tombiş göbeği olmasa neler yapacakta. Dönmesine bile izin vermiyor daha;) Yemekleride bir bir tatmaya başladı. Armudun, elmanın, kabağın, havucun, marulun tadıni biliyor yemeği pek bir seviyor bizim tontik. Biz yerkende buyulenmis gibi bakiyor. Agzini bizimki gibi hareket ettirmeye calisip, ciğneme egzersizleri yapiyor. En guzelide Ben isten gelince bir an once bana gelmek - tok olsa bile sut emmek icin cırpiniyor.
canim kizim benim sana hergecen gun bironceki gunden daha fazla bağlaniyoruz minik melegim.


4 Mayıs 2014 Pazar

Ada Durumuzla ilk tatil... Kapadokya...

23 nisan tatili carşamba günune gelince persembe ve cuma gunu izin alıp Kapadokya ya gitmeye karar verdik. Tur ve otobus yolculugu minik kızimizi zorlayabilir dusuncesi ile araba yolculugunu tercih ettik. Kapadokyada arabasiz gezmek zaten neredeyse imkansiz oldugu icin arabamizla gitmemiz iyi bir tercih olmus;)
izmit kapadokya arasi yaklasik 8 saat. Bu kadar uzun bir yolculuga kizimizla ilk defa cikacagimiz icin dogrusu hem cok heyecanli hemde birazcik tedirgindim. Yolda cok huysuzlanirsa diye. Allahtan Adosumuz bizim tedirginligimizi bosa cikartti. Giderken cok rahat bir yolculuk yaptik. Sabah 9 gibi yola çıktık. Duduş rahat etsin diye pijamalariyla goturduk. Yolda 1 kere yemek 1 kere wc ve bir kerede tuz golu sefasi olmak uzere toplamda 3 kere mola verdik.  Kapadokya yoluda dumduz oldugu icin surus esnasindada hic bir sikinti cekmedik. Evet hava biraz sicakti bununla bas etmek icinde actik arabanin camini pufur pufur rahat ettik. Buyukler olsa yok cocugu hava carpar hastalanir fln bir suru   sey soylerlerdi kesin ama masallah hic birsey olmadi. Allahtan ilk yolculugumuza cekirdek aile cikmisz yoksa onlar soyledikce ben tirsar kapatirdim cami. Simdi elimde yasanmis somut bir kanıt var onlarla yolculuga ciktigimizda guc bende olacak:))
Yolda en zorlandığımız sey Duduş pusetin içinde tutmak oldu. Yavuracak uyu uyan hep orada oturmaktan sıkıliyor tabi. O da değişiklik istiyor. Bende onu oyalamak için yanima oyuncaklarini (cimnastik halisinin icinde olan ses cikartan cingiragini titresen baligini ayrica dis kasiyicisini)  aldim. Evet bunlarla oldukca oyalandi ama yeteri kadar değil bende cok sıkıldığı zamanlar onu kucağima etrafi izlemesi icin biraz alip tekrar yerine koydum. Dogrusu buda ise yariyor;)) Birde emzirmek icin pusetinden cikartiyordum. Bizim akilli bidikta bunu anladi tabi o pusetten kalkmak icin emmek istiyor gibi yapmaya basladi. Emzirmek icin aldigimda ise 1-2 kere emdikten sonra birakiyordu. Ay cok akillilar çok ;)
Otel ararken malum bundan sonra bebek dostu otellere bakmak gerek ama bu konsept hem Kapadokyada gelismedigi icin hemde Dudus daha tam anlamiyla kati gidaya baslamadigi icin onemsemedik. Hos onemsesekte uygun biryer bulamayacaktik:) Duydugumuz kadariyla zaten Kapadokyadaki oteller pek Turk turist sevmiyormus (Buda ne aci degil mi? Kendi memleketinde 2.sinif muameledi goruyorsun:(( ) birde bebek dostu fln tam yalan heralde;)  Neyseki kaldigimiz otelin calisanlari cok guleryuzluydu bebisimizlede cok ilgilendiler. Tabi bolge daglik taslk merdivenle du olunca bebek arabasi otelde pek ise yaramadi kahvaltiya fln hep kucakta gittik. Otelle ilgili tek soyleyebilecegim olumsuzluk yemek salonlarinda bebekler icin sandalye olmamasi. Bu sirada Goremede kaldigimiz otel Mithra Cave di. Odalarida gayet guzel dekore edilmisti sicak ve rahatti:)) bahcesinde olan sallanan koltuklarda 2 kere Dudusuda uyutabildim hatta dedik eve gidince bizde balkonaminalsak. Ama sonra Dudus bir daha uyumadi;))

Kapadokyaya giderken yanima Dudus icin cam rende, plastik kasikta aldim. Armut alip veririm diye. Otelin kahvaltisinda oldugu icin almama gerek kalmadi sabahlari biz kahvalti ederken onada hazirliyordum. Biraz suyundan ictikten sonrada disetlerini kasimasi icin bir dilim kesip eline veriyordum.
Kapadokya'ya vardığımızda odamıza yerleştikten sonra ilk olarak Göremeyi gezdik. Zaten çok ufak dolaşmamız yavaş yavaş yürüyerek 20dk bile sürmedi. Yemek yerleri içinde Göremede çalışan kuzenimin önerdiği bir restorana gittik. Ama gerçektende gece sabaha ısısı baya farklıydı. Adoşu baya bir sarmaladık aksam uyuyunca.

Bir sonraki gün Göreme açık hava Müzesi'ne gittik. Bebişi bebek arabasıyla götürdük. Peri bacalarını hep kızımızla gezdik. Bazen arabasında soktuk bazen kucağımızda girdi bazense babasıyla sırayla girdik. Tabi bizim gezi baya uzun sürmüş oldu böylece. Oradan çıkınca arabada Duduşa yemek ziyafeti verdik;)) Sonrasında Zelve yolundan Ürgüp e gittik. Hem etrafı dolaştık meşhur kabak çekirdeğinden aldık;) Eee sıra bize geldi tabi bizimde karınlar zil çalıyordu doğru önceden ismini aldığımız Fidan dönere gittik. Ne yalan dieyim hiç beklemediğim kadar güzel çıktı. Hatta son yıllarda yediğim en güzel dönerdi;)) Artık yorulmuş bir şekilde dolaşa dolaşa otelimize gittik. Akşam ise Kuzenimin çalıştığı Sultan Cave in restoranına akşam yemeğine gittik. Ortam süperdi ama bebişle gitmek için çok nezihti. Aslında benim için bebişin ağlaması çığlık atması hiç önemli değil ama başkaları ile gidince onlar rahatsız olunca insan kendini kötü hissediyor. Bu nedenle böyle yerlere bir daha başkaları ile gitmemeye karar verdik.

Ertesi gün rotamız Derinkuyu yeraltı şehri ve Ihlara Vadisiydi. Evet minik kızımızla yeraltına şehrine girmeye karar vermiştik. Bobo Wrapı bağladık Babişkoya Duduşuda koyduk içine girdik yerin 8 kat altına;) Kuzum hiçte huzursuzluk yapmadı en son katta biraz mızmızlanmaya başladı zaten sonra bizde  çıktık yeryüzüne;))  Sonra Ihlara Vadisine gittik. Birkaç yerden vadiye giriş var. Arabayla dere kenarına kadar gidebildiğimiz için Belisırmadan girdik. Orayada bebek arabasıyla gittik ama babası ara sıra Boba Wrap a da koydu. Hatta bizimki babacığının koynunda uyudu orada. Biraz vadide dolaştıktan sonra (kiliseye giremedik 150 basamak yukarı çıkamadık valla) dere üstüne kurulmuş çardaklarda yedik yemeğimizi. Adoş da su sesiyle uyumaya devam etti;)) Oradan tekrar odamıza geri döndük;)) Gece yemeği içinde meşhur testi kebabını yemek için Dibek adlı bir restarona gittik.  Bir önceki gece kızımız biraz huysuzluk yaptığı için anneciğimi yemek sırasında uyuması için biraz uykusuz bıraktık.  Oda yemek sırasında puset içinde mışıl mışıl uyudu;))

En son günümümüzü Avanosu gezmek için ayırdık. Avanos bebek arabasıyla rahatça gezilebiliniyor.  Avanos un çanak çömleği meşhur olduğu için güveçler aldık. Seramik yapımına katıldık Kızılırmak'ın üzerinden geçen sarktık köprüsünden geçtik ırmağın kenarında çayımızı ve gözlemenizi yedik. Akşam gün batımını göremede tepede izledikten  (buraya yürüyerek çıkan çok kişi oluyor ama biz Arabayla çıktık)  ve yemeğimizi yedikten sonra odamıza çekildik. Pazar Günü'de erkenden geri dönüş yoluna çıktık.


Duduş 3-4 günü maşşallah çok güzel geçirdi. Sadece sanırım ortam değiştirdiği için kakasını 1 hafta boyunca yapmadı. Ama bu nedenle huysuzlanmadıda minnoşıum. Allah'tan Pazar günü yola çıkmadan önce yapıda yolda bir sorunla karşılaşmadık.
Geri dönüş yolculuğumuz gidişden biraz daha zor geçti. Bunun nedeni aslında sadece 1 kere mola verişimizdi sanırım. O molayıda Ankara'da mogan gölünde yaptık. aslında gitmesekte olurmuş ilgi çekici hiç birşey yoktu.  Geç kalmayalım diye başka molada vermedik. Birde Bolu'da yağmur olunca yavaş gitmek zorunda kaldık yol uzadı tabi. Bu nedenle kuzum biraz huysuzluk yaptı. Haklı ama minnoşum.  Bundan sonra daha fazla mola vermemiz gerektiği kulağımıza küpe olsun;)
Canimla tatilimiz cok guzel gecti. Darisi ileriki tatillerimizin başına:))